Hastanemizde psikiyatri branşı sadece poliklinik bazında hizmet vermektedir.
Psikiyatri nedir?
İnsanın davranış ve uyum bozukluklarını inceleyen bilim dalı. İstenmeyen şahsiyet problemlerinin sebeplerini, gelişmesini ve belirtilerini araştırır ve bu bozuklukların düzeltilmesini gaye edinir. Kişinin subjektif hayatının bozulması, diğer kişiler ve toplumla olan ilişkilerinin aksamasına sebep olur.
Eski çağlarda akli dengesizliklerin kötü ruhlarla ilgili olduğuna inanıldı ve olağanüstü güçlerin bir cezası olarak akli dengesizliğin kişiye musallat olduğu inancı kabul edildi. Bunların kontrol edilmesi için büyüler kullanılmaya çalışıldı. Ortaçağda Avrupa’da akıl hastaları, umursamazlıkla karşılandı, zalim metodlarla tedaviye çalışıldı, şeytanın etkisi altına girdiklerine inanılarak çeşitli işkencelere tabi tutuldular. Daha sonraları akli problemlerin ahlaki çöküntü dolayısıyla ortaya çıktığı fikri kabul edilmeye başlandı ve muameleler biraz olsun insani hal aldı. On sekiz ve on dokuzuncu yüzyıllarda doktorların genel inancı, akli hastalıkların, beyin ve sinir sistemindeki bozukluklardan dolayı olduğu yönünde değişti. Bunun sebebi ağır metal zehirlenmelerinin beyinde yaptığı tahribatlar ve frengiden dolayı ortaya çıkan ruhi bozukluk durumlarıydı.
Bu sıralarda İslam aleminde durum oldukça farklıydı. Asya,Kuzey Afrika ve İberya Yarımadasında 8 ve 13. asırlar arasında, Osmanlı Devletinde 17. asra kadar bir tıp okulu ve polikliniği olan, hastalara en insani şekilde yaklaşan, bahçeler ve havuzlarla çevrili rahat bir ortamda psikiyatrik tedaviler uygulayan kuruluşlar vardı. Bu hastanelerin bir diğer önemli özelliği zenginlerle fakirlerin aynı şekilde muameleye tabi tutulmalarıydı. Bunlar arasında, Şam, Bağdat, Halep, Kahire, Kayseri ve Edirne’deki akıl hastaneleri (şifaiyeler) en önemlileridir. İlk esaslı ve teşkilatlı akıl hastanesiniFatihSultan Mehmed Han yaptırdı. Daha sonra Bayezid Veli Edirne’de, Yavuz SultanSelim Han Manisa’da,Kanuni SultanSüleyman Han İstanbul’da Süleymaniye Bimarhanesini yaptırdı. İkinci Selim Hanın hanımı Nur Banu Sultan, Toptaşı Bimarhanesini ve ValideCamii yanında bir bimarhane daha inşa ettirdi ve birincisi erkekler, ikincisi kadınlar için kullanıldı. Toptaşı Bimarhanesi uzun yıllar hizmet görmüş olup, Cumhuriyetin ilk yıllarında bugünkü yerine, yani Bakırköy’e taşındı.
1900’lü yıllara yaklaşılırken Almanya’da Emil Kraepelin-Depresif psikoz ve şizofreniyi tarif ederek psikiyatride yeni ufuklar açtı. Hastalıkların psikolojik kökenli olma teorisi yüzyılımızın başlarında önem kazanarak nörolojik problemlerle psikiyatrik problemlerin ayrımında önemli bir adım atıldı.
Histeri üzerindeki çalışmalar, psikoz olmayan akıl hastalıklarının kişinin günlük hayatı ve problemlerinden kaynaklanabileceğini gösterdi. 1900’ün ilk yıllarında konuşma tedavileri, ruhi hastalıkların tedavisinde giderek artan bir önem kazanmaya başladı.
1938’de elektroşok, psikiyatrik tedavi alanına girdi. Nasıl etki ettiği bilinmemesine rağmen, hastaların bir kısmında gözle görülür iyileşme sağladığı müşahede edildi. Daha sonra ruhi bozuklukların ilaçla tedavisine geçildi. 1950’de ilk antipsikotik ilaç olan Klorpromazin (Largactil) şizofrenik hastalarda kullanıldı ve çok etkili bir ilaç olduğu görüldü. Kullanılan ilaçların yaygınlaşmasıyla, depresyon, mani, şizofrenihastaları başta olmak üzere ruhi bozuklukları olan hastaların sağlık merkezlerinde tedavilerine başlandı.
Günümüzde psikiyatrik hastalıklar, çeşitli metodlarla tedaviye çalışılır. İlaç tedavisi, psikoterapi, elektroşok tedavisi bunların başında gelmektedir. Ruhi bozukluklar, iki ana bölümde incelenir: Bunlar psikotik rahatsızlıklar ve psikotik olmayan hastalıklardır.
Psikotik hastalıklar: Bu hastalıkta ileri derecede düşünce bozukluğu, davranış bozukluğu, sosyal hayata uyamama ve ruhi hayata hastalık halinin hakim olması vardır. Düşünce zincirindeki bozuklukla hastanın ruhi yapısı o derece etkilenmiştir ki, bütün davranışları buna göre ayarlanır. Psikotik hastalar, hastalıklarından haberdar olmazlar, onlar hastalıklarını yaşarlar. Düşünceleri ve duygusal hayatları son derece bozuktur. Halüsinasyonlar ve hezeyanları çoktur ve bunlar günlük davranışlarına yön verirler. Mesela bazı psikotikler, kendilerini öyle aşağı hissederler ki, bütün dünyanın hastalıkları ve kötülükleri kendilerinden gelir zannederler. Yine kendilerinin çok önemli bir şahsiyet olduğunu söyleyen birçok psikotik hasta vardır. Psikotik düşünce tarzı; gazaplanma nöbetleri, törensel hareketler, kopuk kopuk konuşma, sosyal realiteden uzaklaşma hallerini ortaya çıkartır.
Nonpsikotik (psikotik olmayan) hastalıklar: Bunların çok çeşiti olmasına rağmen en fazla rastlananları, şahsiyet bozuklukları ve nevrozlardır. Nonpsikotik hastalarda günlük hayattan uzaklaşma, gerçekleri reddetme pek görülmez. Hasta, kendisinin hasta olduğunu genellikle bilir ve tedavi olmaya çalışır. Şahsiyetin bozulmamış yönleri ve günlük hayatla bağdaşan kısımları vardır. Şahsiyet bozuklukları olan kişiler, hayat sitili olarak başkalarından farklı tavırlar alırlar. Bunlar, problemlerinin kendilerinden gelmediğine inanırlar. Yalancılar, hırsızlar, şiddet eylemcileri, alkolikler bu tip şahsiyet bozukluklarını o derece gizlerler ki, çevrelerinde sevilen sayılan bir şahsiyet halindedirler. Nevrozlar, psikotik olmayan hastalıklar içinde en önemli yeri tutar. anksiyete nevrozu çok görülen bir durumdur. Hayatta normal ve hatta başarılı bir tablo çizen kişilerde de görülebilen anksiyete, çeşitli sıkıntı hisleriyle ortaya çıkar. histeri veya "dönüştürme nevrozu" özellikle kadınlarda görülen bir durum olup, çok çeşitli belirtilerle ortaya çıkar.
Psikiyatrik hastalıkların teşhisi, belirtileri çok ve çeşitli olmasından dolayı oldukça zordur. En önemli teşhis yolu hastayla konuşma ve müşahededir. Buna ilaveten, psikolojik testler de zeka durumu ve düşünme bozukluğunu bulmada yardımcı olur. Diğer tıbbi testler ise ancak hastalığı başka sistemlerin rahatsızlıklarından ayırmada faydalıdır.
Tedavide çeşitli metodlar kullanılır. Psikiyatri hastalarının tedavisi, zor, uzun süreli ve sabır isteyen bir iştir. Çeşitli ilaçlar tedavide faydalı olabilmektedir. Psikozlarda nöroleptik veya antipsikotik denen ilaçlar kullanılır. Depresyonlarda antidepresif denilen ilaç grubu, ayrıca hastalıkların çoğunda müsekkinler ve uyku ilaçları kullanılır. Elektroşok tedavisi özellikle şizofreni vak’alarında faydalı olan bir tedavidir. Psikoterapi ise hastaya şahsi ve grup yaklaşımlarıyla problemlerinde yardımcı olmaktır. Çeşitli psikoterapi yolları ve metodları uygulanmaktadır.
Kaynak: http://psikiyatri.nedir.com/#ixzz36IEMYQEM